Bir süredir yazamadım, keşke böyle bir yazı ile dönmeseydim.
Güzel gün, Acı haber !
Aslında gün (dün) ne güzel de başlamıştı. Yıllarımızı "seve seve" verdiğimiz TD ailesinin Londra'daki aile üyeleri olarak (Ben, Fetto, Hcho, Erkut) toplanacaktık yine. Özlemiştik birbirimizi, Bursa'dan yine foruma yazan The Godfather kardeşimiz de bize katılacaktı.
Onu alıp eve gelince, Fetto'dan bir mesaj aldım. Ya da Ömer (Laziale) den tam hatırlamıyorum, orası bulanık. "Timofte" ölmüş diye... Forumda şu başlığı gördüm, bir iki yazı yazılmış. Şaka olmalı, diye salakça sağa sola sormaya başladım. Sonra, şu haberi gördüm.
Ama hala içimde "herkeste olduğu gibi" yok canımlar dolaşıyor. Ölüm şaka gibi bir gerçeklik, ben hala tam algılayamıyorum. Ciddiye tam anlamı ile alamıyorum. Sonra TD'yi yenileyince renklerin komple "yas rengi" siyaha döndüğünü görünce, içime bir acı oturdu. Ama bir şakadan beter bir acı...
Ne yazık ki haber de olanlar da doğruymuş...
Hiç bir zaman görmediğim dostlarım
Sanal da olsa hepimizin uzun yıllarını verdiği o güzel ailenin (TD) bir üyesiydi ölen. Hiç bir zaman tanışmadım, görmedim. Başlıklarda birbirmize karşılıklı yazdıklarımız dışında, birkaç pm o kadar.
Ama bu nasıl garip ve acı bir duygudur ki (belki de güzel) hiç tanımadığım ama karakterini, nasıl biri olduğunu 5 sene içinde iyi bildiğim birininin ölmesi, ailemize veda etmesi o kadar acı geldi ki... Samet ile boş boş baktık birbirmize saatlerce. Telefona sarılıp Erkut Abi'yi aradım, sesi ve morali berbattı. Fetto ile online konuşurken herkesin içinde bir acı bir anlatılmaz tarif.
Ağlayamadım, zira dayım öldüğünde de ağlamamıştım, bihter öldüğünde de. Aptal komedi filmlerindeki acı sahnelerde bile gözüm dolar, ama "ölüm" söz konusu olunca donuklaşıveriyorum. Belki çok ciddi bir "şaka" olduğu için.
Yine de Fetto'ya ısrar ettim buluşalım yalnız kalmayalım diye. Herkesin acıyı yaşama tadı farklı tabiki, ama ben ağlayarak üzülerek hatırlamak taraftarı değilim güzel insanları. Onları hala yaşamdaymış gibi, neşeli olarak anmak, güzel hatırlamak istiyorum siyahlara bürünnek yerine. Bilemiyorum neden.
Şerefine Timofte
Yine de bulutuk üç kişi, uzun ve kafa dağıtıcı bir yürüyüşten sonra Londra'nın en çok anlatılan Celtic pubuna oturduk. Herkes korkarcasına konuyu açmadı, güzel şeylerden konuştuk. Oysa ben Timofte hakkında konuşup onu tanımanın vermiş olduğu mutluluk ile gülmek istedim ama herkes farklı şüphesiz. Gece boyunca kafamdan onu geçirdim, düşündüm.
Onun için kadeh kaldırdım dün gece, ölüme huzur ve neşe ile uğurlamak için onu. Acılar ile değil, güzel anılar ile hatırlamak için onu, bu dünyadan gittiler ama hafızamızdan gitmesinler diye...
Hiç bir zaman görmediğim ailem
Eve geldim, yazılanları okudum. Defalarca birşeyler yazabilmek için uğraştım ama sildim. Yazamadım, olmadı. TD-Gececilere anlamsız bir post atabildim sadece. Sonra ailenin İzmir'deki üyesi WTF'den bir pm. Onda da tanımadığımız ama aslından belki de çok iyi tanımadığımız bir insan için üzülmenin verdiği hayret ve acı. Nasıl da etkilemiş herkesi, nasıl bir aile ise. Onda da buruk cümleler, "böyle mi olmalıydı" sözcükleri. Ve sonrasın da "Seviyorum seni moruk iyi bak kendine üzme bizi böyle..." cümlesi. Onu da hiç tanımıyorum, hiç görmedim ama o da benim gibi ve herkes gibi bu aileye yıllarını harcayan biri... Nasıl karmaşık duygulardır bunlar.
Sonrasında ise Zaza, Msn'den yine aynı duyguları paylaştık. Onun da sesi acı ve üzüntü ile dolu. Temelde hiç tanımadığı biri için, ne ilginçtir değil mi? "Hiç görmediğimiz biri için nasıl da üzülüyoruz be dede, bu internet nasıl birşey" dedi bana, ne kadar da doğru dedi.
Seviyorum bu aileyi, senelerimi harcadığım için de hiç üzülmüyorum. Gerek Bursa'da gerek İstanbul'da ve Türkiye'nin heryerinden çok iyi insanlar ile tanıştım bu aile içinde. Bursa'dan kalkıp Londra'lara geldim burada şimdi zor durumda kaldım mı yardımıma ilk koşan bu aileden tanıdığım üç insan. Birini abim gibi, diğer ikisini kardeşim gibi seviyorum. İlk görüştüğümüz günd bile sanki senelerdir tanışıyormuş gibiydik. Ne kadar gariptir. O kadar çok bunun gibi örnek var ki, şu an ki duygusallık ile atladığım aile üyelerinden özür dilerim.
Yolun açık olsun
Teoman'ı (Timofte) her zaman güzel anılar ile hatırlayacağız. O avatarı futbolcudan daha çok anlam ifade ediyor bizim için. O iyi bir Samsunlu ve Samsunsporluydu. Şehrini seven değerlerine sahip çıkan biriydi. Muhtemelen hiç bir zaman karşılığını tam olarak alamayacaktı ama o sevda onu hiç terk etmeyecekti de...
Samsun şehri için güzel bir örneksin Timofte, nice yenileri gelir umarım senin gibi. Senin gibi birini bilmek güzel, hep hatırlayacağız seni bunu bil. Yaşamını yitirmen bir engel değil.
İyi yolculuklar dostum...
20080125
Timofte !
Posted by merlin at 15:57
Labels: 1001 gece rüyaları, Futbol, Spor, TD
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
1 comment:
Dun 15-20 kisi msn'de toplandik, herkes birbirini konusmaya aldi. Bakiyorum herkesin nickinde "timofte" yaziyor. Cogumuz hic gormemisiz kendisini,hic sesini duymamisiz. Yazilarindan taniyoruz kendisini.
Ancak karsimdaki herkes bir telas icerisinde, herkes elinden geleni koyuyor ortaya. Herkesten fikir cikiyor,herkes bir seyler yapmaya calisiyor karinca kararinca. Bir kez daha hayran oldum tribundergi'ye ve bu kenetlenmeye. Bu forumun da,sitenin de parcasi olmaktan gurur duyuyorum hakikaten.
Belki baskalari okuyunca bunun sacma oldugunu,abarttigimi dusunecekler. Ancak msn'de yasananlari gorunce bu yazdiklarimi hissetmemek cok zordu...
***
Teoman abiyi anlatmak oyle kolay degil. Efendiligi,yazi sekli,kimseyi kirmak istemeyen yapisiyla bizim su gunlerde ulasmak isteigimiz olgunlugu,ilk gununden beri bize ders olarak veriyordu...
O gitti,ardindan bizim kafamiza bir seyler dank etti. Simdi kalbini kirdiklarimizin gonlunu almaya caliyoruz.
Bir insan giderken bile yapabilecegi en hayirli isi yapti,biz kendimize getirdi..
Unutmayacagiz seni Teoman abi,unutmayacagiz...
Post a Comment