20100519

Benim için hayatın anlamı bitmiştir.

Hiç şampiyonluk yazısı yazmamıştım. Çok garip bir duygu. Şampiyon Bursa diye bağırırken de garip geliyordu, bunye alışmamış netekim, olduk hala garip duygular içindeyim.

Son 2-3 aydır bır gariplik var üzerimde ne işe verebiliyorum kendimi ne de başka bişeye. Hesapta söz yapacaktım bu geldiğimde, şu şampiyonluk yüzünden aklımın ucuna bile gelmedi. Allahtan anlayışlı bizimki de birşey demedi : ) Neyse bir ara yaparız : )

Maç günü korkunç mide ağrıları ile stada dogru yolladım. Stadın çevresinde herkeste gergin bir surat. Mutluluk var ama "ulan buraya kadar gelmişken neden olmasın"  herkesin içinde. Takım tarihinin en büyük başarısını yaşıyoruz ve imkansız gibi gözükene de bir adım yakınız eğer rakip puan kaybederse. 33 yaşındayım sanırım 10 yaşımdan beri "bilinçli" olarak Bursasporluyum ben böyle bir his yaşamadım daha. Böyle bir stres de... Küme düşerken yaşadığım stres bile bunun yanında hiçbirşeymiş.

Bitsin de nasıl biterse bitsin diyordum kendi kendime... Neyse maça girdik. Hayatımda ilk kez bir Beşiktaş maçına, BJK'yi düşünmeden girdim ve çıktım. Yanlış anlaşılmasın Beşiktaş takımı çok saygı duydugum bir rakiptir ve benim için BJK maçları ayrı bir önem arzeder. BJK'ye bir kere küfür etmeden maçtan çıkılır mı be kardeşim : ) Hatta edenleri ya da etmeye çalışanları da çevremizdeki insanlar engelledi bakın işinize diye düşünün milletteki kafayı...

Maçı hiç konuşmayacagım zira özellikle son 20 dakika sadece yere baktım, sigara içtim ve radyo ile maçı dinleyen Fatih Abinin tepkilerini çözmeye çalıştım. Fatih abi de yüce insanmış FB yönetiminin yapamadığını : ) bireysel larak yaptı 2 liralık radyo ile hehe.

İlk yarı bitti, ellerim titriyor. Maratonun aşağısına indim bir baktım insanlar ciddi ciddi namaz kılıyorlar. Hatta Uygar allah aşkına sen de kıl baskılarına tutulup az kalsın bilmeden hiçbirşey ben de kılacaktım : ) Ama insanların yüzündeki o heyecan... Allahım unutamayacagım. Istanbul,da maç 1-1 sen 2-0 öndesin ve önünde 45 dakika var. Biri iki kelime ettimi gözlerim doluyor, kelimeler düğümleniyor. Ne garip bir hastalıktır bu ya.

Ve sonrasında bitmeyen bir 45 dakika. Beşiktaş gol atmış haberim bile olmadı... O stresden tezahurat bile yapmadım diye hatırlıyorum. Dakikalar geçmiyordu. Son 5 uzatmalara geldiğimizde tek hatırladığım Fatih abi allah aşkına birşey söyle diyerek ağladığım. Sonrasında herkes kutlamaya başladı ama Fatih Abi daha bitmedi derken geçmeyen o saniyeler. Sonrasında onun gözyaşları ile gelen anlatılmaz his.

Birşekilde sahaya attım kendimi (bu arada kız arkadaşım da stadyumda ama onu da unuttum o ayrı) aval aval bakıyorum. Ama inanın boş boş salak salak. Çevremdeki herkes (Uğuru hatırlıyorum ilk) deli dana gibi sahada zıplıyor ve çimleri öpüyor. Ama herkes çocuk gibi ya, yerlere yatıyor filan. Ben de yere attım kendimi büyük bir heyecan ile çimleri koparmaya başladım. Ama öyle bir hırs var ki sanki çimler bir yere kaçıyor.

Ve hiç konuşmaya gerek duymadan herkesle sarılıp ağlama sahneleri. Stad kucaklaşma terapi salonu gibiydi anasını satayım. Sarıl ve ağla. Herkesi gördüm sahada herkes salak gibi ama mutlu. Hala inanamıyorduk... Sonra Emre ile ağlaştıktan sonra Berrin aklıma geldi : ) Bir baktım o da girişte.

Gerisini hepimiz yaşadık zaten. Çimlerde yuvarlanmalar ağlamalar... Şeyi hatırlıyorum her sarıldığıma kız çocukları gibi ağlamaklı bir gözle elimde tuttuğum bir avuç çimeni göstererek "bak şampiyon çim" : ) diyordum. Ha bir de "ee nasıl kutlanıyor bu şampiyonluk? Şimdi napacağız?" diyorduk.

O kadar cahiliz ki bilmiyoruz abicim nasıl kutlanır yalan yok. Hala da tam anlamı ile kutladığımı sanmıyorum. Adam gibi içemedim bile ulan : ) Belki de beklemediğim birşey olmadığı için algılayamıyorum. Lig Radyo'daki programda da demiştim aynı şeyi, bu takım bana bu ligde 2 olmayı ve CL'ye gitmeyi yaşattı. Benim için bu başarıdır ve ne olursa olsun son ana kadar alkışlayacagım diye. Onlar bize daha büyük bir hayali yaşattılar Şampiyon yaptılar.

Hayatım boyunca bunu unutamayacağım şu 1 haftada yaşadıklarımı. Londra'ya ilk kez istemeye istemeye gidecegim benden habersiz başka partiler yaparlar da eğlenirler de ben kaçırırım diye : )

Ne bileyim ben hala arabesk Bursaspor taraftarıyım belki ama takımın bunu başarması da garip geliyor hiç görmediğim için bunu. Benim için Bursaspor takımının ligi kazanması dünyada olabilecek en son ve en uç birşeydi. Bu yüzden benim için hayatın anlamı bitti, en olamayacak şey oldu hemen intihar etmem lazım sanırım : )

Korkunç birşey ya hala düşününce ellerim titriyor. O günün bitin gazetelerini aldım çocuklarıma filan gösteririm diye ileride. Haberleri açıyorum görüntüleri tekrar tekrar bıkmadan izliyorum.

Ama ne olursa olsun ki zaten bizim çok da başarı gibi bir beklentimiz olmasa da : ) (Ajitasyon bağımlısı Bursaspor taraftarı) bana bu günleri yaşatan bu camiayı çok seviyorum.

Bu şampiyonluğu;

- Çocukluğumdan beri Bursasporluyum diyince bana gülen ve "Yazık sana başka takım tutmuyormusun?" diye benimle .aşak geçen arkadaşlarıma,

- Şampiyon olduklarında benim şehrimde, hiç görmedikleri bir semtin takımı için turlar atarken yine benimle .aşak geçen dostlarıma,

- Küme düştüğümüz sene "amatöre kadar yolunuz var, bir daha da belinizi doğrultamazsınız" diyen İstanbul takımı sempatizanı kardeşlerime

- Başarı çok da umrumda değil şehir kültürümüz adına Bursasporluyum dediğimde "Hiç bir zaman şampiyonluk nedir bilemeyeceksin bu takımı tutarak" diye yine : ) .aşak geçen abilerime : )

- Ona olan kutsal ve karşılıksız sevgimi "Seni Annem Gibi Sevdim" diyerek Bursaspor ile ilişkilendirdigim hislerimi ve büyüklüğünü her zaman anlayarak bu takım için yaptığım anlamsız ve sorumsuz davranışlarıma göz yuman canım anneme...

- 14 senedir Bursaspor'dan nefret eden, bir türlü kelimelere dökemediğim karşılıksız Bursaspor sevgisinin tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu savunan, ama bu sene benden sıkı Bursasporlu olarak "beni artık anladığını" ıitiraf edenen en iyi arkadaşım ve hayat arkadaşım (Beşiktaştan transfer ettim cennette yerim hazır bu arada) Berrine...

- Şampiyonluk görmeden bu şehir için bu takımı bir hastalık gibi seven yaşamını yitirmiş dostlarıma, büyüklerime ve halen yaşamda olduğu sürece sevecek olan kardeşlerime, dostlarıma ve büyüklerime...

- En önemlisi Bursalı olmanın gereklerini yapan ve yaşadığı kültüre sahip çıkan başarı değil bu kültüre bağlı gerçek Bursalılara

hediye ediyorum  : )

Uzattım üzgünüm. Sevgiler.

.aşşığını yiyim Bursaspor bu günleri de gösterdin bana.

Maçta çektiğim resimleri şuraya attım: http://picasaweb.google.com/merlindobaryan/Champion

Uygar

20100419

FB - BJK

Fikra gibi olacak ama, Bir Turk, bir Italyan, bir Ispanyol ve bir Ingiliz macin 'tekrarini' (FB-BJK) beraber izledik. Onlarin izleme sebedi de Turk futboluna olan hayranlik degil alakasiz bir takimin 'belki' sampiyon olacak olmasindan kaynaklanan futbol heyecani, bunu da belirtmek isterim... Utandim ligden. Adamlar agzi ile gulemedi alinan kararlara oyle demek isterim.

Ki aramizdaki en dalaveraci dogal olarak Italyandir, o bile biz bunu yapmazdik yahu dedi mac sirasinca. Ki yaparlar o da bunu biliyor.

Utandim maci izlerken. Bursaspor ile alakasini bir kenara koyuyorum, ne bizim ne de Besiktas'in bizden bir medet umdugu yok. Ki biz 'eger' sampiyon olacaksak kimsenin iyiligine de ihtiyacimi yok bunu da biliyoruz. Ama bir sporsever olarak utandim bu maci izlerken.

Bir oyuncu gelecek penalti olunca noktayi petrol cukuruna cevirecek ve bunu uzerine penalti sirasinda yerinden kullanilmiyor diye hakeme bu konuda itiraz edecek. Bunun adi cingenneliktir, bunun adi igrencliktir. Piskinliktir, yuzsuzluktur daha ne demek lazim. Utandim izlerken. Ayni seyi benim takimim yapsin beni bilen bilir benzer seyi soylerim. Hemen kontra gelebilir Ivankov'un posizyonunda tamam dogru, ama bakalim kameralara desen var mi ve bu kadar piskinlik yapan. Hala o kadar kameranin onunde bunun yapildigina inanamiyorum. Biz agzimizla gulemedik, Alman elemanin kirmizisi dahil.

Oynakliga dayali igrenc bir ligimiz var her anlamda oldugumu gibi. Ben buna futbol dyemiyorum ki bu igrenclige 'payi' dahilinde benim takimim da dahil. Duzelir mi ? Hayatta basarilar.

Varsin Bursaspor sampiyon olmasin ya, cok da umrumda. Ben zaten orta sinif taraftarim hic de koymaz. Zaten takimimin al siralarda karistigi kirlilikten utanc duyuyurum' zirveye yaklasinca sunlar gibi kirlenmeye ayak uyduracaksa hic olmasin sampiyon. Ben zaten aliskinim. Koyayim sampiyonluga aman eksik kalsin.

Saygilarimla


20100310

Iste o sene bu sene?

33 yasindayim (oha be kulaga da ne kotu geliyor) ben boyle bir his yasamadim. Arabesk bir kulturumuz var her zaman, bunu goz ardi edemem. Yani takim ne sartta olursa olsun, kume duser, yener yenilir severiz. Cunku Bursaspor bizim icin Bursa sehridir ve Bursaspor'a sahip cikmak aslinda bizim icin Bursa sehrine Bursaliliga sahip cikmaktir. Bunlardan taviz veremeyiz.

Ama acikcasi basari gormek bile bir garip geliyor, bunyeye ters. Alismamisiz abi. 94lu yillardi (bak onu da hayal meyal hatirliyorum) Avrupa macerasi adi altinda kici boklu Intertoto yasadik onda bile nasil heyecan yapmistik. Karlsruher macinda hugur hungur agladigimi hatirliyorum hickira hickira. Ondan beridir de bir basari gormedik, hic de hayal etmedim goreyim diye dedim ya bunye aliskin degil. Beklemedim de...

Herkes gibi her Bursa evladi gibi emek verdik Bursaspor'a elimizin capimizin yettigi anlamda. Yeri geldi kiz arkadasimdan bile cok deger verdim ki deli gibi asiktim kiza. Hayatimda uc tane kadin vardi derdim hep (ki hala derim) biri annem, sonra Bursaspor (Bursaspor'u disi olarak adlandirmam hep garip gelirdi ona), bir de kiz arkadasim. Mantigima islemisti bu atamazdim hic. "Seni annem gibi sevdim diye" bedelsiz, karsiliksiz sevginin en guzel ifade edildigi omrumde goremeyecegim kadar harika bir pankarti gordum ben tribunlerde. Bu salak takim icin. Benim ona verdigim sevgiyi hic bir zaman bana odemeyen, ama benim de karsilik beklemedigim...

Simdi yani bu sene bakiyorum hic bunyeye yakismayan bir basari icinde. Hala garip geliyor yalan yok. Cok net ifade ediyorum sampiyonluk diye bir beklentim de yok. Zira ulke futbolunda oyle basariya gore de sampiyon olunmuyor zaten. Ama benim bu dusunceme inat takim da bunu zorluyor ve ben bunu gordum ya baska bir sey istemem.

Hep diyorum, su yasimda bir Avrupa kupasi maci nerede olursa olsun goreyim de cocuklarima anlatacak birseyim olsun bu lanet takim hakkinda. Bir daha goremem de zaten. Nerede ne sartta olursam olayim, yalan yok isimi gucumu birakir giderim. Salakca ama hayattaki en kilit en degerli anlarimdan biri olacaktir. Tarifi yok bu sevginin ve ozlemin. Belki 10 yiyecegiz ama onemi yok beim icin.

Bir nokta da ulke genelindeki destege. Intertoto zamanindan hatirlarim Eskisehirli kardeslerimiz bizim maclara gelip pankart acarlardi. Kimse kimseyi sevmek zorunda degil tribunsel anlamda. cok da sevilen bir tribun olmadigimizi da biliyorum ama su an bakiyorum Besiktasli dahil, Karsiyakali, Antalyali, Eskisehirli, Sakaryali, Kocaelili, hatta Altayli dahil (ki hep didisdigimiz tribunlerdir) herkes en azindan manevi olarak bizim yanimizda. Bunu gormek gurur verici, dedim ya kimse kimseyi sevmek zorunda degil. ozunde futbol ama saygi cok onemli bir kavram.

Bugun oynanan mac, Kasimpasa... Eminim uzulduler takimlarinin yenildigine ama saygi ile alkisladilar bizi. Bu saygi bize olan saygi yaptigimiz mucadele olan saygi. Umuyorum ki herkes bunu elbet birgun yapacak. Olmasi gerekn zaten bu.

Tarifi imkansiz duygular bunlar. Kazandik mutluyuz, tokezleriz bir yerde umurumda degil. Sampiyonluk mantigi zor bir matiktir tamam dogru ama gidebildigimiz yere kadar gidelim. Bana gore Avrupa'ya gidelim gerisi umrumda degil. Ama neden olmasin tabiki, ulkedeki artik heyecanini yitirmis bu yarisa renk katmak icin de olsa olsun anasini satayim.

Oyle garip bir mutluluk ki, ki hayat da futboldan ibaret degil, ama yine de guzel be abi.

Sagol be Bursaspor, sen de yillar sonra askima cevap verdin ya, gec oldu ama temiz oldu.

Ortak felsefe adina destekleyen herkese de tesekkurler.

Saygilarimla

Uygar

20100223

Fenerbahce 2 - Bursaspor 3

Buyuk bir heyecan ile bilgisayar basina gectim. Bursa'dayken kupa macina da gitmistim cok kirilmisti kalbimiz, elenmek hem de o sekilde cok fena koymustu.

O yuzden Istanbul'daki Fenerbahce macini guzel bir bicimde kazanmamizi arzuluyordum. Madem kupa bitti ligde yolumuza devam edelim diye. Hem de biraz ego tatmini olur amacli. Gtalk'dan bana umutsuz mesajlar yazan bir Istanbul takimi destekcisi dostuma aldirmadan TVU'ya kilitlendim. Destur bismisllah 2-0 oldu yeseren umutlarin da icine edildi. Salona gectim ama kulagim benim odada. 2-1 oldu zipladim yerimden odaya kostum. Bir baktim arkamdan Barcelonali ve Napolili ev arkadaslarim da geldi. Bir umuttur yasatan insani dusuncesi ile ekrana baktik biraz umut doldu icimiz.

Devre arasi olunca nedense icimden izlemek gelmedi hadi dedik kosede yemek yiyelim. Bu arada da Ispanyol elemana kupa macindan dolayi Guiza'ya ne kadar sevgi besledigimi anlatiyorum, guluyoruz. Pat bir mesaj 2-2 oldu. Hop bir tane daha 2-3 oldu. Salak oldum yemegi biraktik kosa kosa eve geldik, bir baktim bizim Napolili Mirco hic bir kelimesini anlamasa da anlatilanlarin benim acik biraktigim pcnin onunde tepinip duruyor. Sarildik filan cok komikti : ) Hatta hepsine timsah yuruyusu yapmayi ogrettim epey eglendiler. Avrupa`ya geldiginde takim hep beraber deplasman yapip BursaLoNapoli : ) kardesligini tesis etmeyi planliyoruz, cigir acicaz atkilar yaptiricaz.

Oyuna gelirsek (sonunda)

TV`den izleyerek ne kadar yorumlanirsa ama... Ilk yari Fenerbahce evinin verdigi avantaj ile guzel oynadi. Harika iki gole imza attilar. Ilk yari sirasinca bizim de kazmaliklarimiz soz konusuydu fakat bizim bucurun kafa golu ile soyunma odasina gitmemiz iyi gaz oldu. Kim ne derse desin bir Istanbul takiminin evinde 2-0'dan mac cevirmek zor ama harika bir sey. Ozan Ipek 2 gol atti ilk golde de harika is yapti. Volkan Sen'in tasidigi toplara verdigi paslara hicbirsey demiyorum, bu cocuk hayvan. Nasil dalak var nasil kosuyorsun oyle be kardesim. Aman nazar degmesin.

Genelde hep ayni seyi diyorum ama kanatlardan ve hizli cikislarda ben simdiye kadar bu kadar yetenekli bir Bursaspor gormedim. O kadar muntazam ve bilincli cikiyoruz ki ben izlerken mest oluyorum. Son gol de artik klasik olmus halde bu duzenin bir parcasi. Bunda suphesiz Volkan, Ozan ve (oynamasa da) Sercan'in harika uyumunun payi essiz. Hep boyle gitmesini diliyorum.

Sonuc

Manyak bir uc puan aldik. Hem de Fenerbahce Kupa macinda icime giren : ) kazigi epey bir de cikardi takim, iyi de oldu rahatladim. Teknik olarak sampiyonluk sansimiz var mi? Aslanlar gibi. Ha bize kalir kalmaz o ayri. Avrupa'ya gidelim ben ona da raziyim.

Bursa'dakilerin heyecanina mutluluguna imreniyorum su an, keske orada olsam.

Gece gece miktin belami Bursaspor, seviyorum seni deliler gibi.

20100218

Gelenek Ozuru

Sevgili Evlilik Gunlugu

Tecrubelerimi sana yazma karari aldim, ileriki yasamimda okuyarak bir tarafimla gulmek amacindayim.

33 yasinda ogrendimki ben evlilik, gelenek, gorenek konularinda tam bir malmisim. Hic bir halt bilmiyormusum. Ki gercekten de bilmiyorum zira hayatim boyunca hic meragim olmadi.

Dun ogrendim ki babam her ne kadar modern takilmaya calissa da "icinde hep bir kiz isteme seremonisi" manyakligi varmis. O sekilde erkek babasi oldugunu hissedecekmis. Yine ogrendim ki kiz istemeye giderken sulalenden kimi toplarsan yaninda goturuyormussun, dayi, yenge, hala, evin kedisi vs. Ben sadece aileler olur saniyordum, beni yemisler senelerce. Sonra giderken havali bir cicek, havali bir cikolata goturmek gerekliymis. Arti mutlaka takim elbise giymem gerekiyormus, sanki is basvurusu yapiyorum.

Eger yanlis anlamadiysam ogun takacagim yuzugun adi "alyans"mis ve tum omrum boyunca onu takacakmisim. Ben ki elime koluma saat, yuzuk, bileklik, ot, bok bile takmamis adamim. Arti su yuzuk konusu cok detayli, karisik ve pahali : ) onu baska bir gun anlatacagim.

Dun biraz yukleme yaptilar da kafam patliyordu, erkek olmak cok zor is resmen cezalandiriliyorsun. Bir dahakine gelin ben olacagim.

See you

20100217

Ilk Kursun

Ulke degistirme kararimdan sonra ikinci buyuk cilgin kararimi aldim. Evlenmek. Kendimi acayip hissediyorum. Kotu hissetmedigim gercek ama yine de adi bile korkutuyor aslinda. Kendimi evli olarak hic dusunmedim hayal de etmedim.

Tek rahatligim hayattaki en iyi arkadasim ile evleniyor olmak, beraber buyudugum, okul yillarimi gecirdigim, defalarca cikip ayrildigimiz ama dostlugunu hic koparamadigimiz ve orta yasa beraber girdigim. Eger ki evlilik gibi bir karar alinacaksa da o sorumlulugu alacagim tek insandi zaten. Arkadasligimizin 14. yilini kutlarken evleniyor olacagiz, 2. buyuk karirim ve dogru karar aldigini hissetmek harika bir sey.

Not: Sonra 15 tane cocuk yapacagiz isyerimin eleman ihtiyacini ucuza getirtmek icin.

20091227

Web Trend Map 4

It hangs in the head quarters of Google, Microsoft, facebook, Wordpress and Yahoo! Japan. Even the CERN in Geneva now has its own copy…

http://informationarchitects.jp/web-trend-map-4-final-beta/

20081102

Rakı

Yılmaz Özdil, eğlenceli bir yazı yazmış.

RAKI

Neymiş efendim...

Atatürk rakı içiyormuş.

Aslandı o, aslan...

Aslan sütü içecek tabii.

*

Hadi siz "dönülmez akşamın ufkundayız" diye ince ince başlayın, ben de size yıllar önce yazdığım yazıyı anlatayım...

*

İçki yasaklanabilir.

Bence mahzuru yok.

Ama rakı asla...

Çünkü takunyalılar öyle zanneder ama, aslında "içki" değildir rakı.

*

Yurt sevgisidir örneğin...

İki tek attın mı, "n’olacak bu memleketin hali?" diye endişelenmezsin aksi olsa!

Tıp bazen çaresizdir...

O ilaçtır.

Gurbete bile iyi gelir.

*

Kontörsüz muhabbettir.

Büst gibi oturan adamın bile çenesini açar, gülümsetir. Kahkahadır. Acısıyla tatlısıyla hatıraları kaydeden hard disk’tir.

*

Botoks’tur bir nevi.

En kaknemi bile bir başka görünür gözüne... Çirkin kadın yoktur, az rakı vardır. İçilir, güzelleşilir.

*

Herkesin gençlik hatası olabilir... Bira içersin.

Sonradan para kazanıp tenise başlayınca, şarap içmeyi matah zannedersin. Amerika’da TIR şoförlerinin içtiği viskinin dublesine Etiler’de TIR parası ödersin, ayrı...

Kürkçü dükkánıdır.

Döner dolaşır, gelirsin.

*

Orhan Gencebay’dır.

Entel barlarda, sosyete kulüplerinde dinlemeye utanırsın... Ama hepimiz biliriz ki, ezbere bilirsin... İstediğin kadar ağız burun kıvır, altın plağı hep o alır.

Tatlıses’tir.

Realite’dir.

*

Çocuktur, ağlarsın.

*

Hele beyaz "p"eynir ile "k"avun olursa sağında solunda... Örgüttür.

PRK...

Ama bölücü değil, birleştirici örgüt.

Türk’ü de içer, Kürt’ü de, Laz’ı da, Çerkez’i de. Sor bak, Ermeni’si de, Rum’u da, Yahudi’si de.

*

AB’cidir...

Çünkü Rum öyle bir meze yapar ki, helali hoş olsun, Kıbrıs’ı veresin gelir!

*

Madem gıcıksın rakıya...

Neden balık avlıyorsun o zaman kardeşim?

Şerbetle mi yiyeceksin lüferi?

Ne anlamı var deniz börülcesinin, rokanın, radikanın, cibezin...

İnek miyiz biz?

*

Yanlış şiir okuyorsun...

Hapse giriyorsun.

(Üstüne, yanlış şair okuyorsun...)

*

Oku bak...

Ne diyor dünya güzeli Orhan Veli:

Şiir yazıyorum

Şiir yazıp eskiler alıyorum

Eskiler verip musikiler alıyorum

Bir de rakı şişesinde balık olsam...

Yilmaz Ozdil - Hurriyet - 2 Kasim 2008

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/10263959.asp?yazarid=249&gid=61&sz=78153

20080910

Durum raporu

- Hayatımın hiç bir döneminde olmadığı kadar yoğun ve doluyum. Biri bu kadar çalışacağımı söylese gülerdim. Çalışmadığım günler dahil olmak üzere sabah 6.30'da kurulmuş gibi uyanıyorum. Haftada bir banyo yapan, ayda bir tıraş olan biri olmama rağmen her sabah banyo yapıyorum ve tıraş oluyorum en garibi bu. Üstüne bir de kahvaltı yapıyorum. Unutmadan yatağımı bile düzeltiyorum.

- Güne erken başlamama rağmen gece 12'ye kadar birşeyler yapıyorum, işler hiç bitmiyor. Zaman zaman saat 9'da istemesem de uyuyorum ama genelde ciddi bir "günü doya doya ve verimli kullanacağım ulan" inadım var, nerede patlayacak merak içindeyim.

- Sanıyorum 3 sene önce bilgisayarımı almıştım, o günden beri format atmıyordum açılması ve kapanması 15 dakika almaya başlayınca format atma zamanı geldiğini hissettim. Tam 3 gün yedeklerimi DVD'ye yazmayı denedim, tam bir işkenceydi. Sonra harici bir disk aldım. 500 GB içine kaç tane film : ) sığar insanı manyak ediyor. Tüm yedeklerimi (halen) ona atıyorum, yarın formatı atacağım ve bilgisayarım sanırım bana dua edecek.

- 17 gün sonra Bursa'da olacağım 10 aydan sonra. İnsanın içini huzur sarıyor. Tam da Galatasaray maçı var ne kadar da güzel denk geldi. Radyodan değil de canlı olarak görmek maçı garip gelecek. Maç öncesi Efes Pilsen içmek istiyorum ama alkollüsün diye maça alınmamak da istemiyorum, bakalım ne olacak.

- Anneciğimi, babamı, abimi ve aile fertlerini özledim. Bana soracakları saçma sapan soruları iple çekiyorum. Kız arkadaşımın başımın etini yemesini de çok özledim. Abimle saçma sapan bir biranede, iğrenç sigara dumanı altında ve iğrenç müzikler ile Efes içmeyi de. Bursa tayfası ile gelişi güzel heryerde içip gülmeyi de.

- Tam gittiğimde Ramazan ayı içinde olacağız bu biraz geriyor ama baskılar bizi yıldıramaz, buluruz bir yol. Annem Ramazanda içince kızıyor ama bu kez bişi demez sanırım. En azından 11 ay her haltı yiyip, 1 ay kendimi kandırmıyorum sever beni sağolsun.

- Canım manyak derecede çiğ çiğ pastırma ve sucuk yemek istiyor. Köfte de. Köfte yemeyeli 10 ay oldu anasını satayım.

- Aktif internet kullanıcılığından (forum vs.) acayip uzaklaştım. Zaman sorunu. Birçok foruma gimeyeli aylar olmuş onu fark ettim.

- Geçen gün tatil gününde bir sarhoş olmuşum akıllara zarar. Evde gecenin bir yarısı tuvaletin yerini karıştıracak kadar. Bütün ev halkına makara olduk : )

- Sıcağı sevmesem de güneşi özledim yahu. Hesapta yaz geçirdik, 1-2 gün 30 dereceyi gördük. 25 derece olduğu zaman 40 dereceymiş reaksiyonu vermek garip geliyor insana. Koca ağustos Türkiye'deki 35 40 dereceye imrenerek geçti. Millet yanarken biz ıslanıyorduk, ne garip bir dünya.

- Dişçiye gitmem lazım gelince, buradaki dişçiler inşaat işçisi gibi. Oyuyorlar.

- Bu arada hala yedek bitmedi, uyusam mı yoksa şu formatı bitirip yarın adam gibi bir bilgisayar mı bulsam eve geldiğimde?